uzun zaman

listen to the pronunciation of uzun zaman
Турецкий язык - Английский Язык
long

Without oxygen, all animals would have disappeared long ago. - Oksijensiz bütün hayvanlar uzun zaman önce gözden kaybolurdu.

A long time ago, there was a bridge here. - Uzun zaman önce, burada bir köprü vardı.

long time

A long time ago, there was a bridge here. - Uzun zaman önce, burada bir köprü vardı.

They haven't heard from him in a long time. - Ondan uzun zaman haber alamadılar.

ages

This part of the tune needs some real skill. It took me ages to learn how to play it on the piano. - Bestenin bu bölümünün biraz gerçek beceriye ihtiyacı var.Bunun piyanoda nasıl çalınacağını öğrenmek uzun zamanımı aldı.

It's been quite ages since we last met. - Son karşılaştığımızdan beri oldukça uzun zaman oldu.

yonks
uzun zaman önce
(Bilgisayar) long time ago
uzun zaman içinde gerçekleşen
to take place over a period of timeto develop graduallygradual developmentslow progress/to progress slowly
uzun zaman önce
long before

It was not long before she came. - O gelmeden uzun zaman önce değildi.

Primitive calculating machines existed long before computers were developed. - İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.

uzun zaman önce
a long while ago
uzun zaman önce
long ago

This was built long ago. - Bu uzun zaman önce inşa edildi.

Without oxygen, all animals would have disappeared long ago. - Oksijensiz bütün hayvanlar uzun zaman önce gözden kaybolurdu.

uzun zaman önce
a long time ago
sonsuz uzun zaman süreci
coon's age
çok uzun zaman
eon
çok uzun zaman
aeon
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) MELİYY
uzun zaman
Избранное