This thing can't be rushed; it needs long-term planning.
- Bu şey aceleye gelmez; onun uzun vadeli planlamaya ihtiyacı var.
For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department.
- Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.
What are your long term plans?
- Senin uzun vadeli planların nedir?
This is going to be long.
- Bu uzun vadeli olacak.
This thing can't be rushed; it needs long-term planning.
- Bu şey aceleye gelmez; onun uzun vadeli planlamaya ihtiyacı var.
Honesty will pay in the long run.
- Dürüstlük uzun vadede karşılığını alır.
I trust that, in the long run, I will not be a loser.
- Ona güveniyorum, uzun vadede, kaybeden ben olmayacağım.