Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

uzlaştırmak

listen to the pronunciation of uzlaştırmak
Турецкий язык - Английский Язык
compromise
conciliate
pacify
patch up
accommodate
(Hukuk) to reconcile
to reconcile, to conciliate
reconcile
to syncretize
uzlaştırma
(Avrupa Birliği) reconciliation
uzlaş
reconcile

Sami and Layla decided to reconcile. - Sami ve Leyla uzlaşmaya karar verdiler.

Dan and Linda reconciled. - Dan ve Linda yeniden uzlaştı.

uzlaştırma
(Politika, Siyaset) arbitration
uzlaştırma
eclecticism
uzlaş
make a compromise
uzlaş
{f} reconciling

Sami had no intention of reconciling with Layla. - Sami'nin Leyla ile uzlaşmak gibi bir niyeti yoktu.

uzlaş
compromise by
uzlaş
made a compromise
uzlaştırma
accommodation
uzlaştırma
pacification
uzlaştırma
conciliation

Conciliation is the matter of the law. - Uzlaştırma hukuk meselesidir.

uzlaştırma
peacemaking
uzlaştırma
mediator
Турецкий язык - Турецкий язык
Uzlaşmalarını sağlamak
telif etmek
Uzlaştırma
telif
uzlaştırma
Uzlaştırmak işi
uzlaştırmak
Избранное