It is generally hard to adapt to living in a foreign culture.
- Yabancı bir kültürde yaşamaya uymak genellikle zordur.
Tom is doing his best to fit in.
- Tom uymak için elinden geleni yapıyor.
The first lesson in democracy is to abide by the will of the people.
- Demokraside ilk ders halkın iradesine uymaktır.
You have to abide by the laws.
- Yasalara uymak zorundasın.
You must conform to the rules.
- Kurallara uymak zorundasın.
Tom is doing his best to fit in.
- Tom uymak için elinden geleni yapıyor.
You must conform to the rules.
- Kurallara uymak zorundasın.
It's very important to respect the rules.
- Kurallara uymak çok önemlidir.
We always have to obey the rules.
- Her zaman kurallara uymak zorundayız.
We have to obey the rules.
- Kurallara uymak zorundayız.
Tom was not in compliance with his doctor's orders.
- Tom doktorunun emirlerine uymadı.
Tom has welshed on the agreement.
- Tom anlaşma şartlarına uymadı.
His clothes did not fit well.
- Onun giysileri uymadı.
This didn't fit me very well.
- Bu bana çok iyi uymadı.
It's very important to respect the rules.
- Kurallara uymak çok önemlidir.
Tourists should take care to respect local cultures when they are travelling.
- Turistler seyahat ederken yerel kültürlere uymaya dikkat etmeliler.
Tom didn't realize his socks didn't match.
- Tom çoraplarının uymadığını fark etmedi.
She changed her schedule to match his.
- Onunkine uyması için planını değiştirdi.