Определение uykuluk в Турецкий язык Английский Язык словарь
- sweetbread, neck sweetbread, thymus
- sweetbread, stomach sweetbread, pancreas
- (dana vb.) sweetbread
- sweetbread, pancreas; scurf on baby's hand
- dirt that gathers between the fingers and in the palms of a baby not yet able to crawl or walk
- sweetbread
- uyku
- sleep
From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
-Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
The poet compared death to sleep.
-Şair ölümü uykuya benzetti.
- uykuluk (dana)
- sweetbread
- uyku
- nap
He tried to make up for his lack of sleep by taking a nap.
-Kestirerek uykusuzluğunu gidermeye çalıştı.
I did my homework after I took a nap.
-Kısa bir uykudan sonra ödevimi yaptım.
- uyku
- repose
- uyku
- {s} sleeping
Tom has been having trouble sleeping recently.
-Tom son zamanlarda uyku sorunu yaşamaktadır.
Tom felt comfortable inside his sleeping bag.
-Tom uyku tulumunun içinde rahat hissetti.
- uyku
- slumber
He fell into a slumber inadvertently.
-O istemeden uykuya daldı.
- uyku
- kip
- uyku
- zizz
- uyku
- {i} snooze
- uyku
- shut-eye
- uyku
- a sleep
- Uyku
- (Tıp) hypno
- uyku
- shuteye
- uyku
- sleep, shut-eye, kip
- uyku
- slumbers
- uyku
- sleepiness, drowsiness
- uyku
- dorm
At the end of the sleep the dormant awakes.
-Uykunun sonunda uyuyan uyanır.
- uyku
- rest
I want you to get a good night's rest.
-Ben iyi bir gece uykusu uyumanı istiyorum.
Связанные Термины
Определение uykuluk в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- Kasaplık hayvanların timüs ve pankreas bezlerine verilen ortak ad
- Kundak çocuklarının avucunda biriken kir
- Kundaktaki çocukların avucunda biriken kir
- Karaciğer; dalak
- Kasaplık hayvanların timüs ve pankreas bezlerine verilen ad
- UYKU
- (Osmanlı Dönemi) Bak: Kaylule
- Uyku
- menam
- Uyku
- (Osmanlı Dönemi) VESN
- Uyku
- hab
- uyku
- Dış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumu: "Rahat bir uyku uyumuştum."- S. F. Abasıyanık. Çevrede olup bitenin farkında olmama, gaflet, aymazlık
- uyku
- Çevrede olup bitenin farkında olmama, gaflet, aymazlık
- uyku
- Doğada görülen sükûnet durumu
- uyku
- (Osmanlı Dönemi) nevm