Tom didn't have time to do the job properly.
- Tom'un işi uygun şekilde yapmak için zamanı yoktu.
Properly used, certain poisons will prove beneficial.
- Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır.
The house is suitably isolated.
- Ev uygun şekilde yalıtılmış.
An American Indian is more properly called a Native American.
- Bir Amerikalı Kızılderili daha uygun bir şekilde Yerli Amerikalı olarak bilinir.
Tom wanted to do his job properly.
- Tom işini uygun bir şekilde yapmak istedi.