uygulayarak

listen to the pronunciation of uygulayarak
Турецкий язык - Английский Язык
implementing
{i} execution, carrying out, performing; putting into effect; act of equipping with tools
present participle of implement
uygula
{f} implement

Although the decision to implement this plan has already been made, the finer points still need to be planned out. - Bu planı uygulamak için karar verilmesine rağmen, ince noktaların hâlâ planlanmaya ihtiyacı var.

Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses. - Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.

uygula
(Bilgisayar) apply onto
uygula
{f} practice

I agree with the ban in principle, but in practice it will be extremely difficult. - Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.

He practiced every day at home. - O, evde her gün uygulama yaptı.

uygula
apply

The final value theorem does not apply if the system is not stable. - Eğer sistem istikrarlı değilse, son değer teoremi uygulanmaz.

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

uygula
{f} applied

She applied what she had learned in class to the experiment. - O, sınıfta öğrendiğini deneyde uyguladı.

Science can be dangerous when applied carelessly. - Dikkatsizce uygulandığı zaman bilim tehlikeli olabilir.

uygula
{f} implementing
uygula
apply to

The law doesn't apply to this case. - Yasa bu durumda uygulanmaz.

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

uygulayarak
Избранное