uygulanabilme

listen to the pronunciation of uygulanabilme
Турецкий язык - Английский Язык
applicability
practicality
uygula
{f} implement

Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses. - Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.

The merger was implemented on a 50-50 ratio. - Birleşme %50-%50 oranla uygulandı.

uygula
(Bilgisayar) apply onto
uygula
{f} practice

He practiced every day at home. - O, evde her gün uygulama yaptı.

Put your plan into practice as soon as possible. - Planınızı mümkün olduğu kadar kısa sürede uygulamaya koyun.

uygula
apply

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

The law doesn't apply to this case. - Yasa bu durumda uygulanmaz.

uygula
{f} applied

This rule can't be applied to every situation. - Bu kural her durumda uygulanamaz.

She applied a bandage to the wound. - Yaraya bir bandaj uyguladı.

uygula
{f} implementing
uygula
apply to

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

The rule does not apply to his case. - Kural bu duruma uygulanamaz.

uygulanabilme
Избранное