uygulanabilme

listen to the pronunciation of uygulanabilme
Турецкий язык - Английский Язык
applicability
practicality
uygula
{f} implement

Although the decision to implement this plan has already been made, the finer points still need to be planned out. - Bu planı uygulamak için karar verilmesine rağmen, ince noktaların hâlâ planlanmaya ihtiyacı var.

The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular. - Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.

uygula
(Bilgisayar) apply onto
uygula
{f} practice

I agree with the ban in principle, but in practice it will be extremely difficult. - Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.

Communism is the system practiced in the Soviet Union. - Komünizm, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde uygulanmış sistemdir.

uygula
apply

Can we apply this rule in this case? - Bu durumda bu kuralı uygulayabilir miyiz?

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

uygula
{f} applied

She applied what she had learned in class to the experiment. - O, sınıfta öğrendiğini deneyde uyguladı.

This rule can't be applied to every situation. - Bu kural her durumda uygulanamaz.

uygula
{f} implementing
uygula
apply to

The rule does not apply to his case. - Kural bu duruma uygulanamaz.

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

uygulanabilme
Избранное