The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
- Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
The merger was implemented on a 50-50 ratio.
- Birleşme %50-%50 oranla uygulandı.
I agree with the ban in principle, but in practice it will be extremely difficult.
- Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.
He practiced every day at home.
- O, evde her gün uygulama yaptı.
Apply two coats of the paint for a good finish.
- İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.
This rule doesn't apply to first-year students.
- Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.
This rule cannot be applied in every case.
- Bu kural her durumda uygulanamaz.
Science can be dangerous when applied carelessly.
- Dikkatsizce uygulandığı zaman bilim tehlikeli olabilir.
The rule does not apply to his case.
- Kural bu duruma uygulanamaz.
The law doesn't apply to this case.
- Yasa bu durumda uygulanmaz.