uyanma

listen to the pronunciation of uyanma
Турецкий язык - Английский Язык
dawn
renascense
shake up
renaissance
waking up
(Bilgisayar) wake

You have to wake up early tomorrow morning. - Yarın sabah erken uyanmak zorundasın.

As soon as she wakes up, we'll turn on the music. - O uyanır uyanmaz müziği açacağız.

rebirth
{i} waking

He has trouble waking up on time. - Onun zamanında uyanma sorunu var.

Waking up is the opposite of going to sleep. - Uyanmak yatmaya gitmenin tam tersidir.

shakeup
uyanmak
wake

I have to wake up at 6:30. - Ben saat 6.30'da uyanmak zorundayım.

What's your favorite kind of music to wake up to? - Senin uyanmak için en sevdiğin müzik türü hangisi?

uyanmak
wake up

You have to wake up early tomorrow morning. - Yarın sabah erken uyanmak zorundasın.

I want to wake up early tomorrow morning. - Yarın sabah erken uyanmak istiyorum.

uyanmak
{f} awake
uyanmak
waken
uyan
suitable
uyanmak
{f} stir
uyan
(Bilgisayar,Teknik) compatible
uyan
warning
uyan
stimulation
uyanmak
realize
uyanmak
arouse
uyanmak
understand
uyan
{f} waking

Waking up is the opposite of going to sleep. - Uyanmak yatmaya gitmenin tam tersidir.

I walked softly for fear of waking the baby. - Bebeği uyandırmaktan korktuğum için yavaşça yürüdüm.

uyan
{f} woken

He wanted to be woken up early by his wife. - Karısı tarafından erken uyandırılmak istedi.

He seemed to have just woken up from a dream. - Az önce bir rüyadan uyanmış gibi görünüyordu.

uyan
{i} conforming
uyan
observant
uyan
{f} woke

The alarm woke up Mayuko. - Alarm Mayuko'yu uyandırdı.

Tom and Mary woke up early to see the first sunrise of the year. - Tom ve Mary yılın ilk güneşinin doğuşunu görmek için erken uyandı.

uyan
{f} waked
uyan
{f} wake

Although the alarm rang I failed to wake up. - Alarm çalmasına rağmen uyanamadım.

Be quiet, or the baby will wake up. - Sessiz ol, yoksa bebek uyanacak.

uyan
in keeping
uyanmak
awaken
uyanmak
latch on
uyanmak
tumble
uyan
pertaining to
uyanmak
waking up
uyanmak
{f} rouse
geç uyanma
(Konuşma Dili) a rude awakening
uyan
correspondent
uyan
corresponding
uyan
coincident
uyan
in harmony
uyan
regardful
uyan
matching

The police found a truck matching that description. - Polis bu tanıma uyan bir kamyon buldu.

uyanmak
to wake, to wake up, to rouse; to realize, to understand, to get, to latch on; (bitki) to come up
uyanmak
(for a feeling, a thought) to arise (in someone)
uyanmak
to wake, wake up, awaken, waken
uyanmak
to become aware of what's really going on, for the scales to fall from one's eyes
uyanmak
(duygu) revive
uyanmak
rouse up
uyanmak
awake,awaken
Турецкий язык - Турецкий язык
Uyanmak durumu, intibah
uyanmak
Uyku durumundan çıkmak
uyanmak
Bilgisizlikten kurtulmak
uyanmak
Uyku durumundan çıkmak: "Uyanışım uykuya dalışım kadar tatlı oldu."- R. H. Karay
uyanmak
Gerçekleri anlar, kavrar duruma gelmek: "Yirmi asır evvelki gafletlerden uyanılıyor."- Ö. Seyfettin
uyanmak
Belirmek, ortaya çıkmak, depreşmek
uyanmak
Canlanıp sürmeye başlamak
uyanmak
Bitkiler canlanıp sürmeye başlamak: "Tomurcuklar patlamış, tabiat iyiden iyiye uyanmıştı."- B. Felek
uyanmak
Gerçekleri anlar, kavrar duruma gelmek
uyanmak
Belirmek, ortaya çıkmak, depreşmek: "Leman Hanımın seni sevdiğini söyleyince sende de ona karşı bir meyil uyandığından eminim."- R. N. Güntekin
uyanma
Избранное