The officer aroused courage in his soldiers.
- Subay askerlerinde cesaret uyandırdı.
His story aroused my suspicion.
- Onun hikayesi benim şüphemi uyandırdı.
She was afraid of waking the baby.
- Bebeği uyandırmaya korkuyordu.
Waking up is the opposite of going to sleep.
- Uyanmak yatmaya gitmenin tam tersidir.
I was woken up suddenly at dawn.
- Şafakta aniden uyandırıldım.
He seemed to have just woken up from a dream.
- Az önce bir rüyadan uyanmış gibi görünüyordu.
My mother woke me up saying It's a quarter past seven.
- Annem saat 07:15 diyerek beni uyandırdı.
When I woke up, I was sad.
- Uyandığımda üzgündüm.
The alarm clock wakes me at seven.
- Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.
Be quiet, or the baby will wake up.
- Sessiz ol, yoksa bebek uyanacak.
The police found a truck matching that description.
- Polis bu tanıma uyan bir kamyon buldu.