uyanıkken

listen to the pronunciation of uyanıkken
Турецкий язык - Английский Язык
in waking hours
uyanık
waking

I keep waking up in the middle of the night. - Gecenin ortasında uyanık kalmaya devam ediyorum.

uyanık
vigilant

Layla and Sami have to be vigilant. - Leyla ve Sami uyanık olmak zorunda.

Tom and Mary need to be vigilant. - Tom ve Mary uyanık olmalı.

uyanık
{s} awake

Tom lay awake all night. - Tom, bütün gece uyanık yattı.

The coffee enabled me to stay awake during the dull concert. - Sıkıcı bir konser sırasında, kahve benim uyanık kalmamı sağladı.

uyanık
wakeful
uyanık
leery
uyanık
shrewd
uyanık
watchful
uyanık
{s} wary
uyanık
{s} smart
uyanık
woken
uyanık
bright
uyanık
with
uyanık
resourceful
uyanık
wake

A strong cup of coffee helps me wake up. - Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder.

uyanık
shrewdest
uyanık
knowing
uyanık
on the ball
uyanık
nimble
uyanık
alive to
uyanık
open-eyed
uyanık
alert

Stay quiet and be alert. - Sessiz kalın ve uyanık olun.

You need to stay alert. - Uyanık kalman gerekiyor.

uyanık
hep
uyanık
{s} aware
uyanık
tricky
uyanık
unwinking
uyanık
woke
uyanık
waked
uyanık
sleepless
uyanık
heady
uyanık
on the alert
uyanık
fly
uyanık
keenly attentive to one's own interest, sharp, wide-awake
uyanık
awake, wakeful
uyanık
guarded
uyanık
canny
uyanık
awake; wide-awake, smart, canny, sharp
uyanık
argus eyed
uyanık
sharp
uyanık
enterprising
uyanık
astir
uyanık
conscious
uyanık
alert, watchful, vigilant, wide-awake, on the qui vive
uyanık
with it
uyanık
wide awake

I'm not wide awake yet. - Henüz tamamen uyanık değilim.

Tom isn't wide awake yet. - Tom henüz tamamen uyanık değil.

uyanık
prudent
uyanık
uptake
uyanık
hip
uyanık
open eyed
uyanık
{k} quick on the uptake
uyanık
on
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение uyanıkken в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Uyanık
(Osmanlı Dönemi) SAHİD
Uyanık
(Osmanlı Dönemi) YAKZÂN
uyanık
çıkarını sağlayan, imkanlardan kurnazca yararlanmasını bilen
uyanık
Yapacağı işi bilen, dikkatli ve tetikte olan, müteyakkız
uyanık
Bilgisizlikten kurtulmuş, bilgili: "Zeki ve uyanık kişilerle dostluk kadar iyi bir şey olamaz."- S. Birsel
uyanık
Açıkgöz, kurnaz, becerikli, zeki: "Ayrıca son derece zeki ve uyanık bir genç kız vardı."- H. Taner
uyanık
Uyanmış, uyumamış, bidar: "Uyuyor mu uyanık mı kestiremiyor, uykuyla uyanıklığın sınırlarını bulamıyordu."- A. İlhan
uyanık
Uyanmış, uyumamış, bidar
uyanık
Açıkgöz, kurnaz, becerikli, zeki
uyanık
Bilgisizlikten kurtulmuş, bilgili
uyanıkken
Избранное