Sabah kahvaltısı için çoğunlukla meyve yerim.
- I mostly have fruit for breakfast.
Ağrı çoğunlukla geçti.
- The pain has mostly gone away.
Onlar çoğunlukla kadındı.
- They were mostly women.
Seyirci çoğunlukla iş adamlarıydı.
- The audience was mostly businessmen.