Tom kesinlikle tam olarak ne olduğunu biliyor.
- Tom definitely knows exactly what happened.
Kesinlikle sana söylediğim gibi yapacaksın.
- You're going to do exactly as I tell you.
Ne zaman olduğunu kesin olarak biliyorum.
- I know exactly when that happened.
Tom kesin olarak ne yapacağımı biliyor.
- Tom knows exactly what to do.
Tamı tamına bu ne anlama geliyor?
- Exactly what does that mean?
O, tam olarak benim istediğimdir.
- It's exactly what I wanted.
Uçak tam olarak dokuzda vardı.
- The plane arrived exactly at nine.
Yapmakta olduğum aynen budur.
- That's exactly what I was doing.
Onun söylediğini aynen tekrarladım.
- I repeated exactly what he had said.
Sally, Bill'le tamamen aynı fikirde değildi ama onu destekledi.
- Sally didn't exactly agree with Bill, but she supported him.
Sen ve Tom tamamen aynısınız.
- You and Tom are exactly the same.
Bir gün pilot olma fikrinin hayatımda tam olarak ne zaman oluştuğunu söyleyemem.
- I couldn't say when exactly in my life it occurred to me that I would be a pilot someday.
Uçak tam olarak dokuzda vardı.
- The plane arrived exactly at nine.
Bu tam olarak doğru değil.
- That isn't exactly right.
O tam olarak doğru değildi.
- That wasn't exactly true.
Bu tamamen olmasını beklediğim şey.
- That's exactly what I expected to happen.
Sally, Bill'le tamamen aynı fikirde değildi ama onu destekledi.
- Sally didn't exactly agree with Bill, but she supported him.