Aile arazisinin geniş alanını çocuklar arasında eşit olarak böleceğiz.
- We will divide the large area of family land equally between our children.
Servet mirasçılar arasında eşit olarak bölündü.
- The property was divided equally among the heirs.
Her dil konuşanları için eşit ölçüde değerli ve kıymetlidir.
- Every language is equally precious and valuable to its speakers.
Beyaz erik brendisi bir kompostoda eşit ölçüde lezzetlidir.
- Mirabelles are equally delicious in a compote.
Üniversite öğrencilerinin sıkı çalışmaları gerekir, ama aynı derecede onların aktif bir sosyal yaşam için de zaman ayırmaları gerekir.
- College students should study hard, but equally they should also make time for an active social life.
Onlar aynı derecede zor taleplerde bulundular.
- They made equally tough demands.
John suffered setbacks at his job. Equally, Frank's business slowed.