used to indicate permission in simple past tense

listen to the pronunciation of used to indicate permission in simple past tense
Английский Язык - Турецкий язык

Определение used to indicate permission in simple past tense в Английский Язык Турецкий язык словарь

might
{f} ebilmek
might
-malı
might
-ebilir
might
{i} güç

En güçlü imparatorlukların bile sonu gelir. - Even the mightiest of empires comes to an end.

Sonunda kazanacak olan güç değil adalettir. - It is justice, and not might, that wins in the end.

might
{i} zor

Ne kadar uğraşırsan uğraş, bırak başkasını, kendini bile bir şeye zorla inandıramazsın. - Try as you might, but you cannot force a belief onto someone else, much less your own self.

Kapı uymuyorsa, düzgün şekilde kapanana kadar ahşabı biraz rendelemek zorunda kalabilirsin. - If the door doesn't fit, you might have to shave off a bit of the wood until it closes properly.

might
-ebilirdi
might
(dolaylı anlatımda `may' in yerine kullanılır) -ebilmek
might
kuvvet

Özel kuvvetler düzenli birliklerin yapmayacağı birçok şeyi yapabilir İşkence gibi mi? Bu soruya cevap vermeyeceğim. - Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do Like torture? I won't answer this question

might
(İİ.) (rica belirtir) -ebilmek
might
kudret
might
(olasılık belirtir) -ebilmek
might
ii
might
(fiil) ebilmek, abilmek, mümkün olmak, olası olmak
might
{f} olası olmak
might
kabiliyet
might
{f} mümkün olmak
might
dolaylı anlatımda `may` in yerine kullanılı
might
with might and main var kuvvetle
Английский Язык - Английский Язык
might

He asked me if he might go to the party, but I haven't decided yet.

used to indicate permission in simple past tense

    Расстановка переносов

    used to in·di·cate per·mis·sion in sim·ple past tense

    Турецкое произношение

    yuzd tı îndıkeyt pırmîşın în sîmpıl päst tens

    Произношение

    /ˈyo͞ozd tə ˈəndəˌkāt pərˈməsʜən ən ˈsəmpəl ˈpast ˈtens/ /ˈjuːzd tə ˈɪndəˌkeɪt pɜrˈmɪʃən ɪn ˈsɪmpəl ˈpæst ˈtɛns/
Избранное