Kardeşim kullanılmış bir araba satın aldı, bu yüzden çok pahalı değildi.
- My brother bought a used car, so it was not very expensive.
O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
- That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
- Na'vi language is used in Avatar.
Spor salonu, tören için kullanıldı.
- The gym is used for the ceremony.
Ben eskiden olduğum gibi değilim.
- I'm not what I used to be.
Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.
- Linda does not dance much now, but I know she used to a lot.
Yalnız yaşamaya alışkın.
- She is used to living alone.
Ne zaman yatmaya alışkınsın?
- What time are you used to going to bed?
Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor.
- The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
- It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
Bunu çok kullanmadım.
- I haven't used this very much.
Tracy daha önce yemek çubuklarını hiç kullanmamıştı.
- Tracy had never used chopsticks before then.
Futbol Japonya'da eskisinden daha popüler.
- Soccer is more popular in Japan than it used to be.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
- Is eating fish as healthy now as it used to be?
Tom eskiden olduğu kadar utangaç değil.
- Tom isn't as heavy as he used to be.
Vücudum eskiden olduğu kadar esnek değil.
- My body is not as flexible as it used to be.
Tom bir özel eğitim öğretmeni idi.
- Tom used to be a special education teacher.
Biz eskiden komşu idik.
- We used to be neighbours.
Bay Kaifu halka açık konuşmalar yapmaya alışıktır.
- Mr Kaifu is used to making speeches in public.
Bu ısıya alışık değilim.
- I'm not used to this heat.
You used me!.
He bought a used car.
Nobody's ever taught you how to live out on the street and now you're gonna have to get used to it.
The ground was littered with used syringes left behind by drug abusers.
He used to live here, but moved away last year.
... simulation which can be used for the direct prediction for ...
... Most of them can't be used for anything useful. ...