Bayanlar ve baylar, lütfen insanları küresel ısınmaya katkıda bulunmayı bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın.
- Ladies and gentlemen, please notify the people to stop contributing to global warming and use nature-friendly equipment.
Bu kitabı okurken sözlük kullanmak zorunda değilsin.
- You don't have to use a dictionary when you read this book.
Gitmeden önce tuvaleti kullanmak istemediğinden emin misin?
- Are you sure you don't want to use the toilet before you go?
O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım.
- She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant.
Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
- In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı.
- Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.
Şirketimiz internetten faydalanmaktadır.
- Our company makes use of the Internet.
Atom enerjisinden faydalanmalıyız.
- We should make use of atomic energy.
Ben makinenin faydası olmadığını anladım.
- I found that the machine was of no use.
Onun yardımını istemenin faydası yok.
- It is no use asking for her help.
Tüm çabalarımın yararsız olduğu ortaya çıktı.
- All my efforts turned out to be useless.
Bu site oldukça yararlı.
- This site is quite useful.
Özel kuvvetler özel amaçlar için kullanılır.
- Special forces are used for special purposes.
Bu oda birçok amaçla kullanılır.
- This room is used for various purposes.
Hayır, sadece düşündüm ki madem abaküs kullanabiliyorsun, kafandan hesap yapmada iyi olabilirsin.
- No, I just thought that since you can use an abacus, you might be good at doing calculations in your head.
Hayır, arabamı kullanamazsın!
- No, you can't use my car!
Paramızı değerlendirmek istiyoruz.
- We want to put our money to good use.
O uzun mesafe yürümeye alışkın.
- He is used to walking long distances.
Ne zaman yatmaya alışkınsın?
- What time are you used to going to bed?
Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
- Na'vi language is used in Avatar.
Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
- Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
Yalnızca kulüp üyeleri bu odayı kullanma hakkına sahiptir.
- Only members of the club are entitled to use this room.
Şirketimiz internetten faydalanmaktadır.
- Our company makes use of the Internet.
Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
- Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.
İnsanların zaman harcamak için bilgisayarları kullanmaları çok kötü.
- It's too bad people use computers to waste time.
Tom kullanılmış bir motorsiklet için 300 dolardan daha fazla harcamak istemiyor.
- Tom doesn't want to spend more than $300 for a used motorcycle.
Eğer bu modern donanımı kullanırsanız bir sürü iş gücü tasarruf edecektir.
- If you use this modern equipment, it will save a lot of manpower.
Zamandan tasarruf etmek için bir bilgisayar kullandım.
- I used a computer in order to save time.
İnekler bu ülkede başka bir hayvandan daha faydalıdır.
- Cows are more useful than any other animal in this country.
Daha sonraki hayatında sana faydalı olacak kitapları okumalısın.
- You should read the kind of books that will be useful to you later in life.
Kardeşim kullanılmış bir araba satın aldı, bu yüzden çok pahalı değildi.
- My brother bought a used car, so it was not very expensive.
Çocuk hırsızlarının ona yapmasını söyledikleri gibi Tom işaretlenmemiş, kullanılmış paralar halinde bir milyon dolar topladı.
- Tom put together one million dollars in unmarked, used bills as the kidnappers had told him to do.
O, kullanışlı bir aptaldan daha fazlası değil.
- He's nothing more than a useful idiot.
Havlu hiç kullanışlı değildi.
- The towel wasn't at all useful.
İnkâr etmek yararsız olacaktı.
- Denial would have been useless.
Tom tartışmanın yararsız olduğunu fark etti.
- Tom realized it was useless to argue.
John sahtekâr satıcının işe yaramaz bir makine parçasını alırken onu kandırdığını iddia etti.
- John claimed that the dishonest salesman had tricked him into buying a useless piece of machinery.
Havlu oldukça işe yaramazdı.
- The towel was quite useless.
Demir yararlı bir metaldir.
- Iron is a useful metal.
Tüm modeller yanlış, ancak bazıları yararlı.
- All models are wrong, but some are useful.
Onunla konuşmak faydasız.
- It is useless to talk to him.
İnsanların söylemek istemediği şeyleri tercüme etmek faydasızdır.
- It's useless to translate things that people don't want to say.
Seninle Fransızca kullanmayı bıraktım.
- I've quit using French with you.
Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.
- By using Tatoeba one learns languages.
Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
- You used a condom for birth control, right?
Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
- Na'vi language is used in Avatar.
Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.
- Linda does not dance much now, but I know she used to a lot.
Eskiden bardak altlıklarını toplardım.
- I used to collect coasters.
Tom işe yarar bir öneri yaptı.
- Tom made a useful suggestion.
Sonunda işe yarar bir öneri!
- Finally one useful suggestion!
Makine çevirisi neden kullanışsızdır?
- Why is machine translation useless?
Doğada hiçbir şey kullanışsız değildir.
- Nothing in nature is useless.
Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.
- France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.
Bu kelime hâlâ kullanılıyor.
- This word is still in use.
We should use up most of the fuel.
This tool has many uses.
We can use this mathematical formula to solve the problem.
There is no use for your invention.
What's the use of a law that nobody abides to?.
Bound by that commitment, he used his head, channeling his rage into a determination to bring the killers to justice.
The investor is advised to use his noggin considerably when investigating different superannuation programs.
Although fair use was not mentioned in the previous copyright law, the doctrine has developed through a substantial number of court decisions over the years. United States Copyright Office Statement on Fair Use,.
It don't ever do somehow.
If you put this make-up to use you should be able to hide that imperfection.
You used me!.
He bought a used car.
Nobody's ever taught you how to live out on the street and now you're gonna have to get used to it.
The ground was littered with used syringes left behind by drug abusers.
He used to live here, but moved away last year.
This tool is very useful. It makes doing this task a lot easier.
I would rather have it said, He lived usefully, than, He died rich..
I tried my best to make him quit smoking, but my efforts were useless. He now smokes six packs a day.
... But it's presented in a way that really takes great use of ...
... And think about how to use a public/private partnership to ...