Yakında bir telefon var mı?
- Is there a telephone nearby?
Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
- Excuse me, is there a toilet nearby?
Onu yakındaki bir eve taşıdılar.
- They carried him to a nearby house.
Karım yakındaki bir barda çalışıyor.
- My wife works in a nearby pub.