Remember to meet me at the station.
- Beni istasyonda karşılamayı unutmayın.
Please remember to wake me up at seven tomorrow.
- Yarın yedide beni uyandırmayı unutmayın.
He forgot to give back my dictionary.
- Sözlüğümü geri vermeyi unuttu.
This fact must not be forgotten.
- Bu gerçek unutulmamalı.
Please don't forget to post the letters.
- Lütfen mektupları postalamayı unutma.
How can I forget those days?
- Bu günleri nasıl unutabilirim?
He will think he has been completely forgotten.
- Tamamen unutulduğunu düşünecek.
The event was forgotten in progress of time.
- Zamanın ilerlemesiyle olay unutuldu.