Onun alışılmışın dışında mücadele tarzı şaşırtıcı şekilde etkiliydi.
- His unorthodox fighting style was surprisingly effective.
Yöntemim şaşırtıcı şekilde basit, ama etkisi büyük.
- My method is surprisingly simple, but the impact is big.
Şaşırtıcı bir şekilde, soğuk günlerde bile yüzer.
- Surprisingly, he swims even on cold days.
Şaşırtıcı bir şekilde, Tom'la aynı düşüncedeyim.
- Surprisingly, I agree with Tom.
Tom'un Fransızcası şaşırtıcı biçimde iyiydi.
- Tom's French was surprisingly good.
Borsa bugün şaşırtıcı biçimde sakindi.
- The stock market was surprisingly quiet today.