Hanako'nun şaşırtıcı şekilde hoş bir insan olduğu ortaya çıktı.
- Hanako turned out to be a surprisingly nice person.
Yöntemim şaşırtıcı şekilde basit, ama etkisi büyük.
- My method is surprisingly simple, but the impact is big.
Maria ödevini şaşırtıcı bir şekilde çabucak tamamladı.
- Maria completed her homework surprisingly quickly.
Şaşırtıcı bir şekilde, Tom'la aynı düşüncedeyim.
- Surprisingly, I agree with Tom.
Onlar şaşırtıcı biçimde iyiydi.
- They're surprisingly good.
Tom'un Fransızcası şaşırtıcı biçimde iyiydi.
- Tom's French was surprisingly good.