unusual; odd; out of the ordinary; bizarre

listen to the pronunciation of unusual; odd; out of the ordinary; bizarre
Английский Язык - Турецкий язык

Определение unusual; odd; out of the ordinary; bizarre в Английский Язык Турецкий язык словарь

curious
tuhaf bir tarzda
curious
{s} acayip
curious
{s} ilgili
curious
{s} ilginç

Bu ilginç bir tesadüf. - It's a curious coincidence.

Bir İngiliz hakkında ilginç bir hikaye var. - There is a curious story about an Englishman.

curious
{s} tuhaf

Fakat tuhaf bir durum vardı. - But there was one curious circumstance.

curious
herkesin işine karışan
curious
bilmek isteyen
curious
garip
curious
her şeye burnunu sokan
curious
{s} meraklı

O, ne hakkında çok meraklı? - What is she so curious about?

O, çiçekleri kimin gönderdiğini bulmak için meraklıdır. - She's curious to find out who sent the flowers.

curious
her şeyi öğrenmek isteyen
curious
çok süslü
curious
dikkat çeken
curious
garip/meraklı
curious
garip bir şekilde
Английский Язык - Английский Язык
curious

The platypus is a curious creature, with fur like a mammal and a beak like a bird.

unusual; odd; out of the ordinary; bizarre

    Расстановка переносов

    unusual; odd; out of the ordinary; bi·zarre

    Произношение

Избранное