Tom'un dağınık olduğunu düşünüyor musun?
- Do you think Tom is untidy?
Tom'un masası o kadar dağınıktı ki, temizlikçi odayı temizlemeyi reddetti.
- Tom's desk was so untidy that the cleaner refused to clean the room.
Tom çok düzensiz, değil mi?
- Tom is very untidy, isn't he?
Tom düzensiz, değil mi?
- Tom is untidy, isn't he?
Tom özensiz bir iş yaptı.
- Tom did a sloppy job.
Özensiz görünmeye çalışmıyorum asla, ama itiraf etmeliyim ki, istemeden yaptığım yazım hatalarıyla adım çıkmıştır.
- I don't ever try to be sloppy. But I have to admit, I'm notorious for making unintentional typos.
Tom yarım yamalak iş yaptığımı söylüyor.
- Tom says I do sloppy work.
Tom'un tekniği yarım yamalaktı.
- Tom's technique was sloppy.
O özensiz ve dikkatsiz.
- She's sloppy and careless.
I have never seen such an untidy bedroom!.
His finances were in an untidy state when he died.