Alım, şirketin hesabında.
- The purchase is on the company's account.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Şirkete annesiyle birlikte geldi.
- He came in company with his mother.
Tom sadece üç aydır firmamızla birlikte.
- Tom has only been with our company for three months.
Tom bir ortaklık istediğini söyledi.
- Tom said he wanted some company.
Kötü bir ortaklıktansa yalnız olmak daha iyidir.
- Better to be alone than in bad company.
Şirketin kuruluşu 1950 yılında oldu.
- The launching of the company was in 1950.
O, çok iyi bir arkadaş değildir.
- He is not very good company.
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
- A man is known by the company he keeps.
Tom şirkette benim dostumdur.
- Tom is my ally at the company.
Tom ve Mary birbirlerinin arkadaşlıklarından hoşlanırlar.
- Tom and Mary enjoy each other's company.
Sadece Tom'a arkadaşlık etmek için geldim.
- I just came along to keep Tom company.
Birçok küçük şirketler iflas etti.
- Many small companies went bankrupt.
Bu şirketlerin, ekipmana ve diğer malzemelere ihtiyacı vardı.
- These companies needed equipment and other supplies.