O, bana özel olarak resmini gösterdi.
- He showed me her picture in private.
Birkaç parti lideri özel olarak görüştü.
- Several party leaders met in private.
Seninle başbaşa konuşmak istiyorum.
- I want to talk to you in private.
Tom bana ondan gizlice bahsetti.
- Tom told me about it in private.