Gömülü hazineyi arıyorduk.
- We were looking for buried treasure.
Onun, bütün o karın altında gömülü olduğunu duyuyorum.
- I hear it's buried under all that snow.
Akrotiri, volkanik kül altına gömülmüş bir Bronz çağı yerleşimidir.
- Akrotiri is a Bronze age settlement that was buried under volcanic ash.
Onların Park caddesindeki bir evin bodrumunda gömülmüş bir iskelet bulduklarını duydum.
- I heard they found a skeleton buried in the basement of a house on Park Street.
Öldüğümde onun yanına gömülmek istiyorum.
- When I die, I want to be buried next to her.
Ben öldüğüm zaman buraya gömülmek istiyorum.
- When I die, I want to be buried here.
O, biricik oğlunu gömdü.
- She has buried her only son.
Buraya altın barlarını kim gömdü.
- Who buried the gold bars here?
Tom silahını paltosunun altında gizledi.
- Tom concealed his pistol under his coat.
Tom hapiste olduğu gerçeğini gizledi.
- Tom concealed the fact that he had been in prison.