unrestrained; immoderate; lavish; licentious; used in a bad sense

listen to the pronunciation of unrestrained; immoderate; lavish; licentious; used in a bad sense
Английский Язык - Турецкий язык

Определение unrestrained; immoderate; lavish; licentious; used in a bad sense в Английский Язык Турецкий язык словарь

free
bağımsız

Tom bir bağımsız yazar. - Tom is a freelance writer.

Hiç kimse gerçekten özgür değildir, çünkü bağımsızlıklarının kölesi olan insanlar var. - Nobody is truly free, because there are people who are slaves of their independence.

free
{s} bedava

Mike çok nazikti. Arabamı bedava tamir ettirdi. - Mike was very kind. He got my car repaired for free.

Yanında iki kutu bedava ayakkabı cilası ile birlikte onlar sadece 50 dolar. - They're only $50 with two cans of shoe polish free of charge.

free
beleş

Buralarda beleşçi istemeyiz. - We don't want any freeloaders around here.

Ve biz beleş bir pizza aldık. - And we got a free pizza.

free
{s} muaf

Batı Berlin Sovyet kontrolünden muaf kalacaktı. - West Berlin would remain free of Soviet control.

Bu eşyalar vergiden muaf. - These goods are free of tax.

free
{s} doğal
free
(Bilgisayar) kullanıma açık
free
hür
free
azat
free
bağsız
free
izin vermek
free
özgür biçimde
free
cömert
free
{s} laubali, saygısız. z. bedava, parasız
free
sabit olmayan
free
serbestçe

Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir. - Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.

Sığırlarının serbestçe başıboş gezinmelerine izin vermemeleri teşvik edildi. - They were encouraged not to let their cattle roam freely.

free
laubali
free
{s} samimi
free
{s} meşgul olmayan, boş
free
{s} masrafsız
Английский Язык - Английский Язык
free