Bu tamamen verimsizdir.
- This is entirely unproductive.
Bu Alman çevirmenler çok verimsizler, Tatoeba üretimi Asya'ya kaydırmalı.
- These German translators are so unproductive, Tatoeba should delocalise production to Asia!
Bu eserde görünen tüm karakterler tamamen hayal ürünüdürler. Yaşayan ya da ölü gerçek kişilere olan herhangi bir benzerlik sadece rastlantıdır.
- All characters appearing in this work are fictitious. Any resemblance to real persons, living or dead, is purely coincidental.
Parti tamamen sıkıcıydı.
- The party was perfectly deadly.
Tom eve çok yorgun geldi.
- Tom came home dead tired.
Aniden, ölen annemi düşündüm.
- I suddenly thought of my dead mother.
Uyuşukluk ya da tembellik yedi ölümcül günahtan biridir.
- Sloth or laziness is one of the seven deadly sins.
Tam bir sessizlik vardı.
- There was a dead silence.
Ben plana tamamen karşıyım.
- I'm dead against the plan.
Bu çıkmazdan kurtulmaya çalışmalıyız.
- We must try to break the deadlock.
Bu yol bir çıkmaz sokak.
- This road is a dead end.
Juggling is an amusing pastime, but generally unproductive.
dead time; dead fields; also in compounds.