unlike most others; unusual

listen to the pronunciation of unlike most others; unusual
Английский Язык - Турецкий язык

Определение unlike most others; unusual в Английский Язык Турецкий язык словарь

different
başka

Senin yaptığından başka türlü yapardım. - I would do it in a different way than you did.

Ben başka herkesten o kadar farklı mıyım? - Am I that much different from everyone else?

different
değişik

Değişik ülkelerden geliyoruz. - We come from different countries.

Birbiri ardına değişik türde yiyecekler denedi. - He tried different kinds of foods one after another.

different
farklı

Senin fikirlerin benimkinden farklı. - Your ideas are different from mine.

Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim. - I can add many sentences in different languages.

different
başka türlü

Senin yaptığından başka türlü yapardım. - I would do it in a different way than you did.

different
{s} çeşitli

Çok sayıda çeşitli kurabiyeler var. - There are many different types of cookies.

Birçok astronom çeşitli farklı teknikler kullanarak Hubble sabitini ölçmek için çok çalışıyor. - Many astronomers are working hard to measure the Hubble constant using a variety of different techniques.

different
{s} diğer

Tom'u ilk kez gördüğümde, onun şimdiye kadar karşılaştığım diğer bir erkekten farklı olduğunu biliyordum. - When I first laid eyes on Tom, I knew he was different from any other man I'd ever met.

O diğer çocuklardan her zaman farklıydı. - He was always different from other children.

different
from veya to ile farklı
different
{s} (from) farklı, başka, ayrı
different
from veya than ile
different
differently başka şekilde
different
ayrışık
different
türlü türlü
different
ayrı

Filler üç farklı türe ayrılır. - Elephants are divided into three different species.

Tom ve Mary farklı kapılardan ayrıldı. - Tom and Mary left through different doors.

Английский Язык - Английский Язык
different
unlike most others; unusual

    Расстановка переносов

    un·like most others; u·nu·su·al

    Произношение

Избранное