Sen sadece biraz yurtsamışsın.
- You're just a little homesick.
O nostaljik olarak eski punk kayıtlarını dinledi.
- He listened to his old punk records nostalgically.
Nostaljik hissediyordum.
- I was feeling nostalgic.
Bu şarkı beni vatan hasreti çeken yapıyor.
- This song makes me homesick.