unexpected, surprising; abrupt, rapid

listen to the pronunciation of unexpected, surprising; abrupt, rapid
Английский Язык - Турецкий язык

Определение unexpected, surprising; abrupt, rapid в Английский Язык Турецкий язык словарь

sudden
{s} ani

Aniden yağmur yağmaya başladı. - Suddenly it began to rain.

Aniden yağmur yağmaya başladı. - Suddenly rain began to fall.

sudden
{s} beklenmedik

Birden beklenmedik bir şey oldu. - Suddenly, something unexpected happened.

sudden
ansız

Tanrı olduğumu ne zaman fark ettim? Güzel, ben dua ediyordum ve ansızın kendi kendime konuştuğumu fark ettim. - When did I realize I was God? Well, I was praying and I suddenly realized I was talking to myself.

Neden ansızın dün öğleden sonra gittin? - Why did you suddenly leave yesterday afternoon?

sudden
all of a sudden ansızın
sudden
sudden death ani ölüm
sudden
birdenbire çıkan
sudden
su
sudden
birdenbire

Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu. - If there existed a market for sentences, our grammatical speculations would suddenly make sense.

Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır. - Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.

sudden
neticeyi bir yazıtura atışıyla halletme
sudden
apansız
sudden
{s} ansızın olan
sudden
ansızın

kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu. - The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.

Tanrı olduğumu ne zaman fark ettim? Güzel, ben dua ediyordum ve ansızın kendi kendime konuştuğumu fark ettim. - When did I realize I was God? Well, I was praying and I suddenly realized I was talking to myself.

sudden
aniden

Aniden yağmur yağmaya başladı. - Suddenly rain began to fall.

Aniden yağmur yağmaya başladı. - All of a sudden it started raining.

sudden
{s} umulmadık

Aniden umulmadık bir şey meydana geldi. - Suddenly, something unexpected happened.

sudden
beraberlik durumunu çözmek için neticeyi bir puana bağlama
Английский Язык - Английский Язык
{s} sudden
unexpected, surprising; abrupt, rapid

    Расстановка переносов

    unexpected, surprising; abrupt, rap·id

    Произношение

Избранное