Tom özellikle Mary'yi sevmiyor.
- Tom doesn't particularly like Mary.
Bu tür müziğe özellikle düşkün değilim.
- I'm not particularly keen on this kind of music.
Yarın özellikle yapacak bir şeyim yok.
- I have nothing in particular to do tomorrow.
Ben özellikle bu canlı portreden memnunum.
- I am pleased with this vivid portrait in particular.