Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu.
- Tom wasn't feeling particularly talkative.
Bu tür müziğe özellikle düşkün değilim.
- I'm not particularly keen on this kind of music.
Özellikle bir şiiri hatırlıyorum.
- I remember one poem in particular.
Ben özellikle bu konuyu vurgulamak istiyorum.
- I want to emphasize this point in particular.