O, geleceği hakkında belirsizdir.
- He is uncertain about his future.
Peki, belirsizliğin ekonomik faturası ne olacak?
- Well, what about the economic price to be paid due to uncertainty?
Tom ne yapması gerektiği konusunda kararsız.
- Tom is uncertain what he should do.
Yılın bu zamanında hava değişkendir.
- The weather is uncertain at this time of year.
O değişken bir tutum takındı.
- He took an uncertain stance.