unbekannte

listen to the pronunciation of unbekannte
Немецкий Язык - Турецкий язык
bilinmedik
bilinmeyen
Английский Язык - Турецкий язык

Определение unbekannte в Английский Язык Турецкий язык словарь

unknown
{i} bilinmeyen

Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu. - Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.

Onun buluşlarının büyük bir kısmı tarihe bilinmeyen olarak kalacağı tahmin edilmektedir. - It is estimated that a great part of his inventions would remain unknown to the date.

unbeknownst
{s} bilinmeyen
unknown
kimliği belirsiz
unknown
tanınmayan

Yaşarken tanınmayan birçok büyük düşünür ölümden sonra ünlü oldu. - Many great thinkers who were unknown while alive became famous after death.

strangers
yabancılar

İnsanlara güven, ama yabancılardan şeker alma. - Trust people, but don't take candy from strangers.

Bizim köpek yabancıları ısırır. - Our dog will bite strangers.

unbeknownst
to -ce bilinmeyen, -ce meçhul
unbeknownst
to: -in haberi olmadan, -den habersiz: "Unbeknownst to us, they had already bought the house. - Bizim haberimiz olmadan evi almışlardı bile."
unbeknownst
haber vermeden
unbeknownst
farkettirmeden
unbeknownst
{s} tanınmayan
unbeknownst
farkedilmeden
unbeknownst
s., bak. unbeknown
unbeknownst
habersizce
unbeknownst
{s} habersiz
unknown
(sıfat) bilinmeyen, tanınmamış, bilinmez, gizli, meçhul, yabancı
unknown
Unknown Soldier Meçhul Asker
unknown
{i} yabancı
unknown
meçhul kimse
unknown
{s} gizli