Ben bütün gece üşüdüm ve huzursuz hissettim.
- I felt cold and uneasy all night.
Gittikten sonra, huzursuz hissetmeye başladı.
- After he left, she started feeling uneasy.
Tom hakkında biraz tedirgin hissediyorum.
- I feel a little uneasy about Tom.
Sami gerçekten tedirgin hissetti.
- Sami felt really uneasy.
Sami kendini gerçekten rahatsız hissetti.
- Sami felt really uneasy.
Haber bizi rahatsız ediyor.
- The news makes us uneasy.
Endişe verici bir sessizlik vardı.
- There was an uneasy silence.
Tom Mary ile o konu hakkında konuşurken rahatsızlık hissetti.
- Tom felt uneasy talking to Mary about that matter.
... seamlessly. We want it make it just as easy for you to ...
... Now that's going to be really easy because now all the ...