The howls grew louder and louder.
- Ulumalar gittikçe yükseldi.
Layla heard the wild dogs howling.
- Leyla vahşi köpeklerin ulumasını duydu.
We need a forward-looking leader to make this country great again.
- Bu ülkeyi yine ulu yapmak için ileri görüşlü bir öndere ihtiyacımız var.
Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.
- Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
The quality of higher education must answer to the highest international standards.
- Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.
High tariffs have become a barrier to international trade.
- Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.
He spoke to the nation on August eighth.
- Sekiz Ağustosta Ulusa seslendi.
The dogs howled at the full moon.
- Köpekler dolunayda uludu.
The dogs were howling at the moon.
- Köpekler Ay'a uluyorlardı.
Your yelling and howling is called a psychosis. I ask, I beg you to see a therapist before you get instituonalized.
- Bağırman ve uluman ruhsal bir bozukluk. Soruyorum, hastaneye kaldırılmadan önce terapiste gitmen için sana yalvarıyorum.
They heard wolves howling in the distance.
- Onlar uzaktaki kurtların ulumalarını duydu.