Layla heard the wild dogs howling.
- Leyla vahşi köpeklerin ulumasını duydu.
I heard a wolf howling.
- Bir kurt uluması duydum.
I heard a wolf howling.
- Bir kurt uluması duydum.
They heard wolves howling in the distance.
- Onlar uzaktaki kurtların ulumalarını duydu.
Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.
- Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
We need a forward-looking leader to make this country great again.
- Bu ülkeyi yine ulu yapmak için ileri görüşlü bir öndere ihtiyacımız var.
He entered the national high school boxing championship competition.
- O, ulusal lise boks şampiyonası yarışmasına girdi.
High tariffs have become a barrier to international trade.
- Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.
He spoke to the nation on August eighth.
- Sekiz Ağustosta Ulusa seslendi.
I heard a wolf howling.
- Bir kurt uluması duydum.
The howls grew louder and louder.
- Ulumalar gittikçe yükseldi.