Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.
- Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
We need a forward-looking leader to make this country great again.
- Bu ülkeyi yine ulu yapmak için ileri görüşlü bir öndere ihtiyacımız var.
High tariffs have become a barrier to international trade.
- Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.
The quality of higher education must answer to the highest international standards.
- Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.
He spoke to the nation on August eighth.
- Sekiz Ağustosta Ulusa seslendi.
We could hear wolves howling in the distance.
- Uzakta uluyan kurtları duyabiliyorduk.
The dogs were howling at the moon.
- Köpekler Ay'a uluyorlardı.