O bir hafta önce ikiz doğurdu.
- She gave birth to twins a week ago.
Şu ikizler bezelyedeki iki tane gibi benziyorlar.
- Those twins look like two peas in a pod.
Eşim ve ben ikizler için isimler üzerinde karar veremiyoruz.
- My wife and I can't decide on names for the twins.
Çift yataklı bir oda istiyorum lütfen.
- I'd like a twin room, please.
İkizlerden biri hayatta, ancak diğer ölü.
- One of the twins is alive, but the other is dead.
the twin boys.
For example, Coventry twinned with Dresden as an act of peace and reconciliation, both cities having been heavily bombed during the war.