Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

tutku

listen to the pronunciation of tutku
Турецкий язык - Английский Язык
(isim) Passion

Most people are very passionate about something. - Çoğu insan bir şey hakkında çok tutkuludur.

The art of recognizing matsutake mushrooms became my passion, culminating in my writing a book on it. - Matsutake mantarlarını tanıma sanatı benim tutkum oldu, bu tutku ona dair bir kitap yazmamla sonuçlandı. .

desire

She has a desire to be wealthy. - Onun zengin olmak için bir tutkusu var.

Jane must stop giving way to her desire for chocolate. - Jane çikolataya olan tutkusunu durdurmalıdır.

fervour
craving
aspiration
calling
(Muzik) erotic
fervor
urge
ambition

Her ambition is to become an ambassador. - Onun tutkusu bir büyükelçi olmaktır.

His ambition is to be a lawyer. - Onun tutkusu bir avukat olmaktır.

fervency
rage
indulgence
cult

Tatoeba is not a cult. - Tatoeba bir tutku değildir.

passion, ambition, craving, aspiration ihtiras
dotage
pash
crush
penchant
addiction
bug
fad

Fadil was making an effort to share Layla's passions. - Fadıl, Leyla'nın tutkularını paylaşmak için çaba harcıyordu.

yen
compulsion
aspirational
tutku ile
(Muzik) erotic
tutku nesnesi
(Pisikoloji, Ruhbilim) limerent object
garip tutku
crotchet
günahkâr tutku
demon
Турецкий язык - Турецкий язык
Güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç, ihtiras: "Tutkum dudaklarım, yeşilce gülmeye / Yağmur duvarından bir bir dökülmeye."- F. Halıcı
Güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç
İrade ve yargıları aşan güçlü bir coşku, ihtiras
İrade ve yargıları aşan güçlü bir coşku: "Tiyatro onda bir tutku, bir saplantı olmuştu."- H. Taner
ihtiras
tutku
Избранное