turnusmäßig

listen to the pronunciation of turnusmäßig
Английский Язык - Турецкий язык

Определение turnusmäßig в Английский Язык Турецкий язык словарь

regular
{s} düzenli

Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecekler içerler. - Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis.

Bu yıl da, amatör müzisyenler için düzenlenen çok sayıda düzenli konserler var. - This year too there are many regular concerts for amateur musicians being held.

in turn
sırayla

Sırayla otobüse binin. - Get on the bus in turn.

Onlar sahnede sırayla şarkı söylediler. - They sang on the stage in turn.

regular
{i} müdavim

Ben müdavim olmak istiyorsam, geriye kalanın iki katı kadar çok çalışmak zorundayım. - If I'm to become a regular, I have to work twice as hard as the rest.

in turn
o halde
in turn
(Havacılık) karşılık
regular
(Tıp) regüler
in turn
sıra ile
regular
mutat
regular
sıradan

Ben sadece sıradan bir ofis çalışanıyım. - I'm just a regular office worker.

regular
güzel biçimli
in turn
kah ... kah
in turn
sırasıyla

Brezilya eyaletlere bölünmüştür ve bunlar sırasıyla belediyelere bölünmüştür - Brazil is partitioned into states, which in turn are partitioned into municipalities.

in turn
1. sıra ile; sırasıyla; nöbetleşe: Each charge was mowed down in turn by their deadly fire. Hücuma kalkan her grup onların öldürücü ateşiyle
regular
{s} inişleri ve çıkışları olmayan
regular
{s} uzman
regular
Katolik papazı
regular
{i} gedikli
regular
{s} kurallı

Türkçe çok kurallı ve mantığa uygun bir dil. - Turkish is a very regular and logical language.

regular
{i} muvazzaf asker