Tom bikinili güzel kadınlarla çevrili havuzun yanında yüzme şortuyla oturuyordu.
- Tom sat by the pool in swimming trunks, surrounded by beautiful women in bikinis.
Tom bir ağaç gövdesinde oturdu.
- Tom sat on a tree trunk.
O büyük, ihtiyar meşe ağacının dibinde çimlere uzanıp, gövdesine adlarımızın baş harflerini kazıyacağım.
- I'm going to lay you down in the green grass underneath that big old oak tree and then carve our initials into its trunk.
Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı.
- Tom opened the trunk to get the spare tire.
Bu poşetleri bagaja koyar mısın?
- Could you put these bags in the trunk?
Tom bir ağaç gövdesinde oturdu.
- Tom sat on a tree trunk.
Tom bavulu taşımama yardım etti.
- Tom helped me to carry the trunk.
Yukarı çık ve bavulumu getir.
- Go upstairs and bring down my trunk.
His bathing trunks were ruined and he didn't have another pair.