Neden bu kadar öfkelisin?
- Why are you so angry?
Öfkeli kalabalık binaya saldırdı.
- The angry mob attacked the building.
O, kendisine kızmıştı.
- He was angry with himself.
Başkan Jefferson kızmıştı.
- President Jefferson was angry.
Sebep olmadan asla kızgın olmam.
- I'm never angry without reason.
Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say.
- When angry, count ten; when very angry, a hundred.
Tom evde kaydettiği futbol maçını izlemek için can atıyordu ve birinin son skordan bahsetmesine kulak misafiri olduğunda sinirliydi.
- Tom was looking forward to watching the football match he had recorded at home, and he was angry when he overheard someone mention the final score.
Tom sinirli ve öfkeli görünüyor.
- Tom seems frustrated and angry.
Oldukça hiddetli görünüyorsun.
- You look pretty angry.