Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
- The troops had plenty of arms.
Başkan, askeri güçleri çağırdı.
- The President called out the troops.
O, bizim birliklerin komutanıdır.
- He is commander of our troops.
Birleşmiş Milletler, anlaşmazlığa müdahale etmek için birlik gönderdi.
- The United Nations sent troops to intervene in the conflict.