Çocuk bir sürü sihirli numaralar biliyor.
- The boy knows many magic tricks.
Tom sihirli bir numara yaptı.
- Tom performed a magic trick.
Hile çok güzel çalıştı.
- The trick worked beautifully.
Tom ticaretin bütün hilelerini bilir.
- Tom knows all the tricks of the trade.
Bir insanı öyle kandırmak haksızlık.
- It's wrong to trick people like that.
Ben o gece yalnızdım, sizi kandırmak için sesler çıkarıyordum, hepsi bu kadar!
- I was alone that night, making noises to trick you, that's all!
O bir dalavere soru mu?
- Is that a trick question?
Büyük olan çocuklar her zaman ona dalavere yapıyorlar.
- The older boys are always playing tricks on him.
Oyun yapması için köpeği eğittim.
- I trained the dog to do tricks.
Mike erkek kardeşine kötü bir oyun oynadı.
- Mike played a bad trick on his brother.
Bu hileli bir soru değil.
- It's not a trick question.
Bu hileli bir soru mu?
- Is this a trick question?
Eski köye yeni adet getiremezsin.
- You can't teach old dogs new tricks.
Yaşlı insanlar tezgâhtar tarafından kandırıldı.
- Old people were tricked by the shop assistant.
Tom benim üstümden dümen çevirmeyi sever.
- Tom enjoys playing tricks on me.
Yaşlı bir köpeğe yeni hünerler öğretmek zor.
- It's hard to teach an old dog new tricks.
Kardeşine muziplik yapmayı bırak.
- Stop playing tricks on your brother.
Bu bilgisayarın çalıştırılması zordur.
- Operation of this computer is tricky.
Bu çok önemli bir hedef ve ulaşmak oldukça zor olacak.
- That is a very important objective and it will be quite tricky to achieve.
Onları aldatmamalıydım.
- I shouldn't have tricked them.
Bu bir aldatmaca olabilirdi.
- It could've been a trick.
Kardeşine muziplik yapmayı bırak.
- Stop playing tricks on your brother.
Bu bir aldatmaca olabilirdi.
- It could've been a trick.
At the worst point, she was turning ten tricks a day.
Tricks of the trade. What's the trick of getting this chair to fold up?.
As the businessman rounded the corner, she thought, Here comes another trick..
And for my next trick, I will pull a wombat out of a duffel bag.
I was able to take the second trick with the heart queen.
It was just a trick to say that the house was underpriced.
His friends were particularly impressed with the way he tricked out his Ruckus.
That's a nice skateboard, but can you do any tricks on it?.
By 1996, she was a hooker sleeping in the streets or at ratty hotels in Santa Cruz and San Francisco, turning tricks to get her next bag of heroin.