Duruşma günden güne devam etti.
- The trial went on day after day.
Duruşma için ABD'ye götürüldü.
- He was taken to the United States for trial.
Dün gece ipek ve ince kumaş hakkında ya da eşitlik ve adil yargılama hakkında bir rüya gördüm.
- I dreamt a dream last night, about silk and fine cloth or about equality and fair trial.
Bu bir yargılama değil bir duruşmadır.
- This is a hearing, not a trial.
Deneme neredeyse yapılmıştı.
- The trial was all but done.
Deneme beş gün sürdü.
- The trial lasted five days.
Tom'un testi ne zamandı?
- When was Tom's trial?
Tom'un davası Pazartesi günü devam ediyor.
- Tom's trial resumes Monday.
O duruşmada davacı benim.
- I am the plaintiff in that trial.
Sanık hırsız şimdi mahkeme huzurunda.
- The accused thief is on trial now.
Tom mahkemeye gitmeye hazırlanıyordu.
- Tom was prepared to go to trial.
The team trialled a new young goalkeeper in Saturday's match, with mixed results.
... Those same clinical trials where 18% to 80% of people get ...
... We know that in clinical trials, when you give people a ...