O adam gelecek hafta duruşmaya gidiyor.
- That man is going on trial next week.
Tanık duruşmada konuştuğu sırada gergin görünmüyordu.
- The witness did not seem nervous when he spoke at the trial.
Bu bir yargılama değil bir duruşmadır.
- This is a hearing, not a trial.
Polis onu yargılamadı.
- The police didn't put him on trial.
Deneme neredeyse yapılmıştı.
- The trial was all but done.
Biz deneme ve yanılma ile öğreniriz.
- We learn by trial and error.
Tom'un testi ne zamandı?
- When was Tom's trial?
O duruşmada davacı benim.
- I am the plaintiff in that trial.
Tom'un davası Pazartesi günü devam ediyor.
- Tom's trial resumes Monday.
Sanık hırsız şimdi mahkeme huzurunda.
- The accused thief is on trial now.
Tom mahkemeye gitmeye hazırlanıyordu.
- Tom was prepared to go to trial.
The team trialled a new young goalkeeper in Saturday's match, with mixed results.