Kafaları karışmış gezginler yanlış şehre doğru yöneldiklerini fark ettiler.
- The confused travelers realized they were headed toward the wrong town.
Birçok ülkeden gezgin geldi.
- The travelers came from many lands.
Turistler karanlıktan önce yolculuklarını bitirmeli.
- Travelers should finish their journey before dark.
Yolcular bir deniz kenarı otelinde kaldılar.
- The travelers stayed at a seaside hotel.
Birçok gezgin gidecekleri yerlere trenle seyahat etme yerine bir araba kiralamaya karar verdiler.
- Many travellers decided to rent a car instead of travelling by train to their destinations.
Ben çok gezgin değilim.
- I am not much of a traveller.
Ve yolcular onu hatırlıyor mu?
- And do the travellers remember him?
Mary, muhtemelen asla bir yerde yerleşip kalmayacak uslanmaz bir seyyahın çocuğudur.
- Mary is the kind of inveterate traveller who will probably never settle down in one place.
Yabancı bir arazi yok; yalnızca yabancı olan seyyah budur.
- There is no foreign land; it is the traveller only that is foreign.
... Jim, wake up. I'm really a time traveler. Come into my machine and let us solve the ...