You must obey the traffic rules.
- Trafik kurallarına riayet etmelisin.
We should observe our traffic rules.
- Trafik kurallarına uymalıyız.
The policeman gave Tom a ticket for reckless driving.
- Polis Tom'a dikkatsiz sürüşü için trafik cezası kesti.
The police officer wrote Tom a ticket.
- Polis, Tom'a bir trafik cezası yazdı.
Had they left a little earlier, they would have avoided the traffic jam.
- Biraz daha erken çıksalar, trafik sıkışıklığını atlatırlar.
The traffic jam caused me to be late for the meeting.
- Trafik sıkışıklığı toplantıya geç kalmama neden oldu.
Our town has only one traffic light.
- Kasabamızda yalnızca bir trafik lambası var.
I just wrecked my car in a traffic accident.
- Az önce bir trafik kazasında arabamı mahvettim.